31 Mayıs 2009

Pek teknolojik rakamlarla bizim ev



Bizim evde (Duru'yu şimdilik adamdan saymıyorum) 3 kişi yaşıyor. 3 yetişkin diyelim...
Evde biri eski klasik ekranı,klavyesi, güç kaynağı olan, diğerleri dizüstü 5 bilgisayar var. (Laptoplardan biriyle bir PDA'i de hırsıza kaptırdık üstelik.)
Bizim evde bir çekmece var. İçinde, demin üşenmedim saydım, kullanılmayan 5 cep telefonu ve 11 şarj aleti var.
Ev halkının aktif kullandığı cep telefonu sayısı (çok şükür,azalttık) 4
Evdeki 10 lu priz sayısı : 3 ( Çoğunun dolu olduğunu söylemiyorum bile)
Her nasılsa bu evde Digitürk,kablolu,çanak anten vb gibi bir uydu bağlantısı fln yok. Normal yurdum kanalları. Haa, çok izleyen de yok, çok şükür...

İyi hoş da, nereden çıktı şimdi bunlar demeyin....
Düşündüm, biz ne kadar zarar görüyoruz acaba farkında olmadan...
Duru'dan sonra daha çok düşünür oldum...

Kablosuz modem kullanıyoruz biz evde ve 24 saat açık. Diyorum ki bari geceleri kapatalım ama bazı geceler koca kişisi çok geç saatlere kadar web sitesi üzerinde fln çalışıyor ya da kapatmayı unutuyoruz çoğu kez. Bir de ben kapatsam ne farkeder, etraftaki kablosuz ağ bağlantılarına göz attığımda sağdan, soldan, karşıdan, alt kattan en az 6-7 aktif bağlantı görüyorum... Yeter mi bu kadar radrasyon yetmez tabii...
Oturduğumuz apartmanın yanında bir yüksek gerilim hattı var. Babam elektrik mühendisi, ve uzmanlık alanı da bu üstelik, o yüzden güveniyorum söylediklerine ama hiç içim rahat etmiyor. Farklı zamanlarda aynı soruyu değiştirerek sorduğumda hep aynı cevabı almışımdır.
-Baba, bu direği kaldıramazlar mı, şehir dışında olması gerekmez mi bunların?
- Baba, evin değerini düşürüyor galiba bu direk, alt dairedekiler satışa çıkardıklarında bir iki kişi tereddüt etmiş...
- Baba yaaa, geceleri yağmur yağdığında zzssssttt zzzsssssssssttttt ses geliyor bu direkten...
- Eee, baba şimdi zararı yok diyorsun bu direğin bize, eminsin?
Cevap hiç değişmez, dinlerken gözlerde saçmalama bakışları ve koca bir 'Cık!' ve arkasından şu cümle:
- Senin kafana tuttuğun saç kurutma makinesinden daha az zararı var!
Hmmm.... Peki buna da tamam diyelim ama yeter mi? Yetmez!
Karşımızdaki apartman sahiplerini yıllardır tanırız, eski aile dostu diyebileceğimiz insanlar, benim çocukluğumu bilirler... Adam eski müteahhit.Durumları eskiden tabii çok daha iyiydi, ama bence hala iyi...5-6 yıl önce bu adam apartmanın bahçesine baz istasyonu yerleştirilmesi için anlaşmış bir şirketle.(Söylememe gerek yok, kira bedeli gibi birşey alıyor.) Birkaç mahalle sakini, sakinliklerini korumayarak adamın üzerine yürüdüler, vay bizim sağlığımız, sen nasıl yaparsın böyle bir şeyi, kendi çocuklarını, torunlarını düşün bari gibilerinden...Tabii tınmadı...Geçenlerde dikkatimi çekti, çatıda adamlar,ellerinde dürbün, kamera fln...Tahmin ettim tabii ama yine de gelinine sorup doğrulattım ki 2 şirketle daha anlaşmış...(Türkiye'de zaten biliyorsunuz anlaşabileceği başka operatör de yok :) Kadıncağız da dertli ama onlara da zararı bize değil, etrafa diyormuş.) Bunu öğrenir öğrenmez -yine!- babamı* aradım...
- Baba, şu karşımızdaki A.....O.... amca var ya hani bahçeye baz istasyonu kurtdurtmuştu, çatıya 2 tane daha kurmuşlar...Nereye şikayet edebilirim ben şimdi bu durumu?
- Hiçbiryere... Birşey çıkmaz, uğraşma...
-E, ama dibimizde yaa, nasıl olur vıdıdııvıdıvıdıvıdııvıdııııı...(.'^%/!!?**'!!)
- Adamların ellerinde raporlar fln var. Herşey belgeli...
- İyi tamam, sağol... (!)
(Malum gündüz vaktiydi, bu konuşmayı bile cep telefonundan yapmış olmamız da manidar tabii...)
*(Bu arada babam son 3 yıldır şurada çalışıyor, ve tam da yaptığı iş bu olduğundan aradım.)

Çalıştığım bir etüd merkezi vardı, yakın bir arkadaşım açmıştı. Müstakil, dubleks, bahçeli bir binaydı, her odayı bir sınıf yapmışlardı fln şirin bir yerdi...Ev sahibi, bizim de haberimiz yok, yine aynı şekilde baz istasyonu kurdurmuş, veliler kapıda toplanıp, gazetecileri fln da çağırıp protesto ettiler. Ev sahibi (sanırım bir sözleşme imzalanıyor böyle durumlarda) hiç oralı olmadı, neticede zarar ederek taşınmak zorunda kalmışlardı...
İşte böyle, her yanımız sarılı. Tabii ki Puritanlar gibi yaşayayım demiyorum. Zaten anneme göre konformist bir insanmışım. Mesela bungalowda tatil yapamam, börtü böcekten korkarım, işte apartman çocuğu-sanayağ çocuğuyuz..İçimde bir kampçı ateşi yanmaz yani...Yılan çıkar, akrep çıkar neme lazım, çadırmış fln hiç bana göre değildir... :) Bu yazımı okuyanlardan varsa böyle maceraseverler bier yer önereyim... Merak etsem de bana göre değil işte, Bozcaadayı bilirsiniz...Akvaryum Koyu var. (İsmiyle müsemma tabii...) İşte orada böyle bir yer var, elektrik yok, GSM operatörleri ulaşamamış fln...Tamamen bakir bir koy. Tahta sandalyenize oturup akşam esen rüzgara karşı pilli radyodan dağılan yunan ezgilerini dinlemek isterseniz gidin! Evet, çok uzun oldu bu yazı. (Ben aslında dün gece başladım yazmaya, yarısında elektrikler kesildi saat 00.40 civarı...Okan'ı da izliyordum ne güzel, keyfim de yerindeydi, bekledim bir yarım saat gelir diye ama gelmedi, ben de yattım tabii...Şimdi ben 'Lord, give me a sign' diye düşünmeyeyim mi, böyle bir konuda yazarken,ne enteresan...) Değiştiremeyeceğim şeyler, geriye dönüş çok zor. Ama işte canımı sıkan bu mevzuları da ancak buraya yazdım, bir faydası olmadı belki ama içimi döktüm rahatladım...
Herkese iyi pazarlar!

17 yorum:

K.T dedi ki...

super bir yazı olmuş. Ben bizim evdekileri hesaplamadım ama size yakın konumdayız.
teknoloji konusunda endişelerin konusunda senin kadar olmasada endişelerim olur okurum araştırırım.Bende babanın tarzında yaklaşıyorum olaylara.
Börtü böcek konusuna gelince. benden uzak olsunlar. her yıl şehir hayatından uzaklaşıp 1 haftalığına köy hayatı görelim diye annem nerelere götürürdü bizi. ben 1 hafta kapalı kıyafetlerle evde kafamda ve yüzümde hırkam ile otururdum. sinekler ya beni yerse diye.(halen değişmedi bu huyum)
Elimde 15 senelik 1 kez bile sokak görmemiş çadırım var.(evin içinde kurdum yattım 1-2 kez:))
Oğlumu bu konuda kamp ve çadır olayı ile buyumuş babasına emanet edeceğim. Bende müzeler archeology tarihi yerler konusunda oğlumu gezdireceğim.Alanları şimdiden bölüştük.

Ozguranne dedi ki...

Teknoloji durumu bizde de öyle. Özellikle kablosuz modeme gıcığım ama yapacak bi şey yok. İnternet elimiz ayağımız. Bir ara kablolu denedik ama ıh. Olmuyor. Yapacak bişey yok, ikimizin işi bu.

Ben dağda bayırda tatil yapmayı severim ama çadırda değil. Mesela klimalı bungolow olsun benden iyisi yok. Kimse de olmasın etrafta tercihen. Ağaç, böcek de sorun değil. Akrebe de itirazım yok. Tek sorun Eloşu oralara götürmeye gönlümün razı olmaması. Bu sene nasıl tatil yapıcaz bilemiyorum. Mırrrr.

Tatilcilere ben de Yedigölleri önereyim. Hiçbirimizin telefonu çekmemişti, turkcellde çalışan arkadaşımız hariç:)

Alternatif hayat arayışı içindeyim. Gönül isterki bir çiftlik olsun, danalar, inekler olsun. DOmatesler organik olsun. Deniz kıyısında olsun, dağ kıyısında olsun... Ama internetsiz hayal edemiyorum gene. Herşey ok. İnternet ayrı bişi. Matrix gibi bişi yok artık:)

Konfor alanlarımızı sorgulamalıyız.

yeliz dedi ki...

böcekten ben değil de ilker tırsar:) ama yine de tatili rahat rahat geçireyim isterim, tatil isterim tatil!! kablosuz modemi de sökmek mümkün değil bütün apartmanı mı söktürücez di mi ya:)

kuzunun annesi dedi ki...

Ooo ben cadırcıyım valla. Senelerce turist gezdirip yurdumun bilumum otellerinde konaklamıs bir sahıs olarak , balayı haricinde kocişle otel tatili yapmıyor idim, Eloşa dek .Bayılmışım artık. Cadırı seviyorum , ama iyi bir kamping olacak , gaffur pijamalı amcalar olmayacak etrafta .
Kaş kamping ve Marmaris İnbükü favorim şimdilik .
Gecen hafta kociş WOWdaydı . Rus hayat kadınları uluorta pazarlık yapıyomus birileriyle . Antalyadaki all inclusiveler rus kaynıyor yaaa, sevmiyorum. Bana butik otel olcek , illada otelse . Bakalım bu sene napcaz ? Arastırmalardayız .
Bu arada bebege yastık kullanmıyorum aslında , yatagında dekore amaclı duruyor genelde :))

Adsız dedi ki...

biz 22 haziranda gidiyoruz bozcaadaya. cep telefonu cekmeyen yere gitmem :) annem merak eder :)

Hülya Cinsçiçekçi dedi ki...

sus sus. zaten sınırsız tarifeye geçtiğimden beri evde sürekli ceple konuşuyorum. tuna peşim sıra geliyo ben kaçıyorum. vicdan azabı çekiyorum sürekli.

Tuğçe dedi ki...

@Hülya: Sende mi 'Brokoli yiyodum duymadım' hattından aldın Hulyaa? :)
Konuş konuşabildiğin kadar o zaman, kim tutar seni :)

@Rahşan: Aşkol Raşo, daha yeni geldiniz Hamburg'dan...Ne zaman plan yaptınız? Haziran 22 bile erken gelebilir Bozcaada için...Gitmeyin, su buz gibidir :P

@ Kuzumun Annesi: Kampçı ruhu?.. Senden ummazdım bak şaşırdım şimdi...
Ruslar Antalya'yı seviyorlar evet, Fethiye küçük İngiltere zaten, Alanya da Almanların diyorlar...Nolacak bu ülkenin hali...
Hmm düşündüm size Kaş'ı öneriyorum :)
Bir de mümkünse ben senin kocişin asistanı neyn olsam, ne güzel geziyor, WOW lar fln...Takdir ettim.Saygılar efendim!
Yaa, Hayat, çok gülüyorum sana...dekore amaçlı...:)

@Yeliz: Olsun en azından biriniz durumu kurtarıyorsunuz :)

@Özgür: Evet, herşeye rağmen ben de internetsiz bir dünya hayal edemiyorum :)
Sana organik domatesler, deniz kenarı konularında katılıyorum :)

@ Kuzey Tan: Teşekkürler...
Kuzey Tan'ın da teknoloji sevdiğini foto lardan biliyorum :)
Umarım annen vazgeçmiştir bu tatil yeri ısrarından :)
Şimdiden paylaştınız yani, bu da güzelmiş...
Sevgiler

Sen Gelince dedi ki...

Hepsi arka arkaya sıralanınca teknolojik yaşamlarımızın ne korkunç boyutlara ulaştığı daha net görünüyor... Maalesef yalnız değilsin:(

senem dedi ki...

Tuğçe, çok çok önemli bir konuda yazmışsın. Aslında hepimizin işin öneminin farkındayız ama sonra "e napalım, cep telefonsuz, internetsiz olmuyor" modundayız. Halbuki özellikle cep telefonları gerçeten de o kadar zararlı ki. Malum bizim üniversitede bu konularda epeyce bir araştırma yapılıyor. Sonuçlar çok korkutucu.

Eşim hamileliğim boyunca cep telefonuyla konuşmamı nerdeyse yasakladı. Ancak kulaklıkla, o da çok kısa süreli konuşuyordum. Şimdi de eğer neva kucağımdaysa ya da yakınımdaysa kesinlikle konuşmuyorum. Telefonu bulunduğumuz odada tutmuyoruz falan.

Yüksek gerilim hattına gelince... ne yazık ki İngiltere'de yapılan bilimsel çalışmalar yüksek gerilim hattı civarında yaşayan çocuklarda lösemi vakalarında artış olduğunu tespit etmiş. Çok can sıkıcı ama böyle.

Gerçi çocukları neden koruyacağımızı şaşırmış durumdayız. Teknolojinin zararlarından korusan etraftaki kimyasalları napıcaksın falan.. Fazla kastırmamak gerek ama boşvermemek de lazım kanımca.

kuzunun annesi dedi ki...

Hadi ya :)) Hahaha.. Bende güldüm kendime şimdi . Ama ööle napayım yaa. Altın neyim takılıydı başlarda , şimdi kendi kaldı yastıgın .

Hülya Cinsçiçekçi dedi ki...

roka bi kerem o.. brokoli diil
ayrıyetten ben turkcelliyim, maalesef kıroların kırosu ivedik beyfendünün reklamlarından şeydiyos...

Ece Nur'un Annesi "Mine" dedi ki...

malesef teknoloji ilerledikçe evimizde kendi başımıza bir iş yapamaz hale geliyoruz "alet işler el övünür" misali !!! sen iyice azaltmaya bak yine de.biz evdeki laptopları azalttık.evde iki kişiyiz gsm'ler de iki tane kaldı (eskileri sattık,boş boş duruyorlardı)... bu arada kızın maşallah çok tatlı. aynı benim kız gibi çekik göz ve erkek suratlı =) yapamadık şöyle has bir kız hehehe :) seni ekledim, bize de bekleriz (:

Primarima dedi ki...

Neyse ya sizin aletlerın sayısını duyunca ben bir oh cekdım:)biz iyiyiz şimdilik hehehe:)2 pc 2 cep tel o kadar :)

mine dedi ki...

tuğçecimm biz bilgisayarcıyız bizde bu kadar elektronik alet yok he ...sadece 2 pc eşime ve bana ait bide cep telimiz o kadar..şaştım vallahi hee...ama ne kadarda zararlı aslında..hele şu wireless modemler bile..halimiz cok kötü hele bizim hep acık hiç kapatmıyoruz hadi kapatsak sagdan soldan heryerden alıyoruz radyasyonu ..cep telefonundan bahsetmek bile istemiyorum ne yazıkki eşimin elinden düşmüyor yataga kadar girdi:-))alarmını kuruyorda:-)))vaziyet kötü anlasıldıgı gibi..

seni ve duruya kocaman öpücükler sevgiler canımmmm benim yaaaa

Tuğçe dedi ki...

@Nilsu'nun annesi:
Maalesef, en çok canımı sıkan da şu baz istasyonları triosu :) Ciddi ciddi araştırıyorum ne yapabilirim diye, bakalım...

@Seneeem,
Teşekkür ederim yorumuna, yaa ben de okumuştum biliyorum evet evet...Zaten zararı olmasa şehir dışına, yerleşim yerlerinden uzağa dikmezlerdi bu direkleri...Sorun şu ki eskiden buralaar heeep ormanmış...Yesari Asım'ın tinimini gezip, göz süzüp :P ilham aldığı tepelermiş,heryer yemyeşilmiş..miş miş...Şimdi heryer bina...E doğanın içine bunu yaparsan (ev yani) böyle şeyler olacak tabii...
Çok dertliyim Senem...
Tanıdık avukat arıyorum, ne yapabilirim diye....En azından şu baz istasyonuna...
Çok selamlar! Neva'ma öpücükler...

Tuğçe dedi ki...

@Hülya,
Ben de roka duymuştum bir arkadaş düzeltti, 'Brokoli o brokoli' diye...Ondan yani...
Öperim!

@Mine,
Hoşgeldiniz! Teşekkür ederim...Erkek - kız karıştırıyorlar bazen evet...Bence mahsuru yok. Saçlardan olabilir bence, uzuyor ama artık yavaş yavaş...
Sevgiler.

@Ebruu,
Zaten senin bahçen yeter...Sağlıklı, radyasyonsuz günler dilerim!

@Mine,
Çok taktım ama haklıyım Mineciğim ya...Eşin biliyordur zaten ama hattı kapatsa da alarmı çalışır, üzülme...Bizden Ceylin'ciğime çoook sevgiler!
Sizin dükkana uğrayalım bir ara, eksik tamamlarız :D
Sevgiler...

@

Elif Zorcan dedi ki...

Bütün teknolojik sıkıntıları okurken ben de wireless bağlantı olan laptobundan, yanımda duran iki cep telefonundan, arabada bulundurmak zorunda olduğum ve çok işime yarayan navigasyon cihazımdan nasıl ayrılabilirim diye düşündüm. Evdekileri saymıyorum bile tabiki..
Neyse umarım daha kötü bir dünyada çocuklarımızla çok daha zor şartlarda yaşamak zorunda kalmayız.
Sevgiler...